NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى
حَدَّثَنَا
سَعِيدٌ عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
عِكْرِمَةَ
أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَهُ
يَعْنِي
لِابْنِ
صُورِيَا
أُذَكِّرُكُمْ
بِاللَّهِ
الَّذِي
نَجَّاكُمْ
مِنْ آلِ
فِرْعَوْنَ
وَأَقْطَعَكُمْ
الْبَحْرَ
وَظَلَّلَ
عَلَيْكُمْ
الْغَمَامَ
وَأَنْزَلَ
عَلَيْكُمْ
الْمَنَّ
وَالسَّلْوَى
وَأَنْزَلَ
عَلَيْكُمْ
التَّوْرَاةَ
عَلَى مُوسَى
أَتَجِدُونَ
فِي
كِتَابِكُمْ
الرَّجْمَ
قَالَ ذَكَّرْتَنِي
بِعَظِيمٍ
وَلَا
يَسَعُنِي
أَنْ أَكْذِبَكَ
وَسَاقَ الْحَدِيثَ
İkrime'den rivayet olunduğuna
göre;
Nebi (s.a.v.) İbn
Sûriyâ'ya (yemin teklif ederken) şöyle dedi:
"Size, sizi Firavun
hanedanından kurtaran, denizi size yaran ve üzerinizi bulutlarla gölgelendiren
ve size kudret helvasıyla bıldırcın indiren, Musa'ya indirdiği Tevrat'ı size de
gönderen Allah'ı hatırlatarak size yemin veriyorum. (Doğru söyleyin), siz
kitabınızda recm cezasını görüyor musunuz?"
İbn Sûriyâ da:
Sen bana çok büyük bir
yemin verdin. Artık benim yalan söylemem caiz olmaz, dedi.
(Ravi rivayetine devam
ederek bir önceki) hadisi (bütünüyle) rivayet etti.
İzah:
Mahir: Yukarıda
--hadisi (bütünüyle) rivayet etti. -- deniyor ama önce yani 3625'in
sonunda geçtiği hadis'in tamamı 4446 nodadır.
Mevzumuzu teşkil eden
bu babda gelen üç rivayetin üçü de aslında yahudilerin bir zina olayı hakkında
hüküm vermesi için Hz. Nebi'e başvurmaları ve Hz. Nebiin de, bu mevzuda Tevrat'ın
hükmünün nasıl olduğuna dair bildiklerini dosdoğru söylemeleri için onlara
yemin ettiriş tarzı anlatılır. Olayın bu babla ilgili kısmı da işte burasıdır.
Olay bu babda özet olarak anlatılmıştır. Tamamını anlatabilmek için hâdisenin
değişik taraflarını anlatan hadisleri bir araya getirmek gerekir. Mâlik, Nâfi'
kanalıyla Abdullah b. Ömer'den şu lafızlarla nakletmektedir:
"Yahudiler, Hz.
Nebi'e geldiler ve kendilerinden bir kadınla bir erkeğin zina ettiğini
söylediler. Rasûlullah (s.a.v.) onlara: "Tevrat'ta recm konusunda ne
görüyorsunuz?" diye sordu. Onlar: Biz, zina edenleri sopalatırız,
dediler. Abdullah b. Selâm dedi ki: Yalan söylüyorsunuz, Tevrat'ta recm vardır.
Tevrat'ı getirdiler, ortaya yaydılar. Birisi elini recm bölümünün üzerine
koydu. Bölümün öncesini ve sonrasını okudu. Abdullah b. Selâm: Elini kaldır,
dedi. O kişi elini kaldırdı, görüldü ki bu kısımda recm ile ilgili bölüm
bulunmaktadır. Yahudiler: Muhammed doğru söylüyor. Tevrat'ta recm bahsi vardır,
dediler. Rasûlullah (s.a.v.) onlara emretti ve zina eden kişiyi recm ettirdi.
Ben, adamın kadının üzerine eğiliponu taş değmesinden korumaya çalıştığını
gördüm."[Buhari, menakıb; tefsir sûre (Al-i imran)]
Aynı olay 4446 numaralı
hadis-i şerifte de şöyle anlatılıyor:
"Abdullah b. Ömer
dedi ki: Yahudilerden bir topluluk gelip Hz. Pey-gamber'i Kuff (Medine'de bir
vadi)'e çağırdılar. Hz. Nebi onların yanına varınca; Ey Ebul Kasım, bizden bir
erkek ile bir kadın zina etti, sen aralarında hüküm ver, dediler. Abdullah b.
Ömer der ki: Hz. Nebi'in altına bir minder koydular, üzerine oturdu.
Sönra;"Bana Tevrat'ı getirin" dedi. Onlar Tevrat'ı getirdiler. Hz.
Nebi de minderi altından kaldırarak üzerine Tevrat'ı koydu. "Sana ve seni
indirene iman ettim" dedi. Genç bir delikanlı getirdiler..." Hadisin
bundan sonraki kısmı Buharî'nin Mâlik ve Nâfi' vasıtasıyla İbn Ömer'den
naklettiği yukarıda mealini sunduğumuz hadis gibidir.
Bu hadisler Mâlik ve Nâfi'
yoluyla İbn Ömer (r.a)'den rivayet olunmuştur. Mevzumuzu teşkil eden babtaki
hadislerden 3624 numaraları hadisi ise Zührî, kimliği meçhul Müzeyneli bir adam
ve Saîd b. el-Müseyyeb kanalıyla Ebû Hureyre'den; 3625 numaralı hadisi yine
Zührî kimliği meçhul Müzeymeli âlim bir adam vasıtasıyla yine Said b.
el-Müseyyeb'den rivayet etmiştir. Bu durum, her iki hadiste de aynı olayın
aynı raviler tarafından rivayet edildiğini gösterir.
Görüldüğü gibi 3626 numaralı
hadisin senedinde Saîd b. el-Müseyyeb, Katâde ve İkrime bulunmaktadır.
İkrime'nin ise sahâbî olmadığı, yani Hz. Nebi'den hadis almadığı bilinen bir
gerçek olduğuna göre, onun bu hadisi bir sahâbîden almış olması gerekir.
Yukarıdaki iki hadis-i
şeriften Saîd b. el-Müseyyeb'in kanalıyla gelen hadisin Ebû Hureyre'den
alındığı anlaşıldığına göre, mevzumuzu teşkil eden Saîd b. el-Müseyyeb'den
gelen bu hadisi de İkrime'nin Ebû Hureyre'den almış olması gerekir. Hafız
Münzirî de, "Bu hadis mürseldir" derken bu gerçeği ifade etmek
istenmiştir.
Bu hadis-i şerifler,
müslümanlarm idaresinde yaşayan azınlıklara mahkemede yemin ettirmek icab
edince, Allah'a yemin etmeleri teklif edileceğine delâlet etmektedir. 3620
numaralı hadisin şerhinde de açıkladığımız gibi, yahudilerin mahkemede nasıl
yemin edecekleri Hanefî fıkıh kitaplarında şöyle anlatılır:
"Yahudiye, Musa
(a.s)'ya Tevrat'ı indiren Allah Teâlâ'ya yemin ederim, şeklinde yemin
ettirilir."[Bk. Yeniçeri Celal, el-ihtiyâr Tercemesi,125.]